Afleveringen
-
Gözlerin bir yeşil fanilaydı balkonda uçuşan.
Sicim yağmur taklidi.
Bıkmıştım zor geçen kışlarımı anlatmaktan.
Bardağa birkaç çiçek ıslamaktan.
Parmağımın ucunda kırmızı kenarlı bir bulut.
Onu uzatırdım sana, yalnızlık gibi iri bir damla.
Parmağıma düşen bir damla kandı aşk. -
Bir gün baksam ki gelmişsin
Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yâr.
Gözlerinde bir bitmez, bir tükenmez güzellik
Saçlarında ilkbahar. -
Zijn er afleveringen die ontbreken?
-
Ömür Hanım...
gelmiyorsun, gitmiyorsun
sesin yok, yüzün yok
canımın ilmekleri arasında bir ishak kuşu
sabahlar, çiy düşmüş uykusuzluk
akşamlar, gözyaşı lambalarından bir sokak.
uzağın yok, yakının yok
bir senden yapılmış odalarda
seni seviyorum. -
https://www.youtube.com/c/mihmanidil
-
Ama sen uzaklardaydın ey kalbim.
Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı.
Ayın yıldızların çağlayarak,
Berrak şelaler yaparak,
Coşku içinde aktığı
Bir yerlerdeydi. -
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
Arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
Yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer… -
Annemin bana öğrettiği ilk kelime,
Allah, şahdamarımdan yakın bana benim içimde.
Annem bana gülü şöyle öğretti.
Gül, Onun, o sonsuz iyilik güneşinin teriydi. -
Sesinde ne var biliyor musun?
Bir bahçenin ortası var.
Mavi ipek kış çiçeği.
Sigara içmek için
üst kata çıkıyorsun... -
Ben geldim geleli açmadı gökler;
Ya ben bulutları anlamıyorum,
Ya bulutlar benden bir şeyler bekler.
Hayat bir ölümdür, aşk bir uçurum..
Ben geldim geleli açmadı gökler.. -
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
Ölümüm birden olacak seziyorum.
Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.
Aysel git başımdan istemiyorum... -
Dokunulmasa da,
Görülmese de;
Kalpte yer verilir bazısına…
Nedensiz! -
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca.
Alt katında uyumayı bir ranzanın.
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! -
Yalnızım.
Gündüzler, geceler boyu yalnız,
Ne elimden tutan dost, ne yüzüme gülen kız.
Dolaşıp durduğum sokaklar ıssız. -
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini.
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını.
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm... -
Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi,
Ne kapanan kapılari,
Ne yıldız kayması gecede, ne güz.
Ne ceplerde tren tarifesi,
Ne de turna katarı gökte,
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık! -
Ben seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim,
Parlak bir inciydin benim için,
Paha biçilmez bir inci,
Ben seni soguk ve yagmurlu bir günde,
Seni düşünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da
Beni sardigi bir anda sevdim
Seni sadece selvi boyun, siyah saçların yada kara gözlerin,
Güzel bir yüzün var diye degil ,
Fikirlerinle, konusmandaki güzelliğin ve benim o kor halde yanan yüreğimle sevdim. -
Bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi.
öptüm sonsuz gidişinden.Saçlarının seyriyle seni
Yolları aşklara davul çalıp çağrılmış yalnızlarla dolduran
akrepleridir duygunun. Karanlık ordulara güneşsiz sokulan -
Ayasofya açılmalıdır. Türkün kapanan bahtı gibi açılmalıdır.
-
Şimdi yalan çıkmanın utancını terliyorum.
Ortalık olabildiğince bir kör-duman.
Ben kendi dumanımda boğulurken.
Beyaz ve siyah atlarını koşturmuş zaman;
Ihlamurlar çiçek açmış.
Rüzgâr ıhlamurların türküsünü söylüyor.
Çıkıp bir yelkende oturmam mümkün değil. -
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde.
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu.
Varıp eşiğine alnımı koydum.
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu. - Laat meer zien