Afleveringen
-
Bu podcast bölümünde, yapay zekanın film ve müzik endüstrisine olası katkılarını ele aldık. Heyecan verici avantajlar sağlayan yapay zeka, yaratıcı süreçlere nasıl etki edebilir? Aynı zamanda, sosyal alanlarda ortaya çıkabilecek risk ve tehlikeleri de inceledik. Yapay zekanın getirdiği renkli dünya ile beraber, kötüye kullanılma olasılığı olan bu düşündürücü ve fakat dinamik konuyu biraz da etik tarafından irdeledik. İyi dinlemeler!
-
Ne demiş sayın sevgili İlber hocamız? “Çok cahilsin, keşke…” neyse. Biz kalitemizi bozmayalım, zira bugün iyi günümüzdeyiz. Hatta o kadar iyiyiz ki, RTE ve iç işleri bakanlığını öve öve bitiremedik. Yeri gelmişken,
Almanya’da yaşayan Türk toplumunu bir güzel gömüp, negatif enerjileri de üzerimizden salıverdik. Katılanlara saygılarımızı, katılmayanlara daha büyük saygılarımızı sunar, iyi dinlemeler dileriz. -
Zijn er afleveringen die ontbreken?
-
Oturduk, elimizde mumlarla Serdar reis ile Demet başkanı bekliyoruz. Yokluktan hasretle arar olduk. Sahi, müzik piyasası neydi? Müzik piyasası emekti. Müzik piyasası nereye gidiyor? İnanın, kimse bilmiyor. Berdan’ın „Benden çocuğun olsun istiyorum“u „F*ck me, şu anda, senden çocuk istiyorum“a evrilmiş. Karanlık. Çok karanlık.
-
Size şuraya ortaya karışık bir bölüm bıraktık arkadaşlar; Sermet’in kene macerasından Corona’ya yakalanmasından (yıl olmuş 2023, hala Corona mı var?!) Ebru’nun 10 aydır özlemle beklediği yaz sezonunun keyfini çıkaramamasından yakınmasına uzanan bir tragedya! İki yakası bir araya gelemeyen sefillerde bugün: Buyrunuz!
-
Bu bölümümüzü, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na armağan etmek istiyoruz! Atatürkçü iki genç Almancı’nın açısından bakalım bir de. Cumhuriyetin 100. yılını Türkiye’de kutlayamasak da, kalbimizle oradayız. Mustafa Kemal Paşa ve tüm silah arkadaşlarına saygı ve özlemle…
-
Bu bölümdeki seçenek oyununda, Sermet’in zor anlarına tanık olacaksınız. Ebru kararlılığı ile göz doldururken, Petek Dinçöz’ün made in Germany kalitesindeki profesyonelliği ile şov biznıs’a kafa atıyor.
-
“Az İnsan, çok huzur” gibi afilli bir Instagramsı özlü sözle bölüm açılışını yaptıktan sonra, her türlü sosyal medya platformunda hesabı olan Sermet’in kafa karışıklığını toparlamak bize düşmez, arkadaşlar. Ebru’ya WhatsApp yeter de artar zaten, Threads de eksik oluversin. Bu arada Clubhouse’a ne oldu, bilen var mı?
-
Bu bölümü Megastar\'ımız, gözümüzün nuru, aşkımız, bebeğimiz, bir tanecik Tarkan\'ımıza hazırlamış olsak da, Tarkan\'ın T\'si yok. Hatta Tarkan\'dan çok Musti var. Tarkan Tarkan olalı, böyle zulm görmedi. Ne demişler? İnsan sadece sevdiğini yerden yere vururmuş. Bizimki de o hesap. Özür dilemekle beraber Tarkan\'ımızın yeni şarkısının çoooook güzel olması dileği ile, herkese saygılar sevgiler efendim.
-
Kıymeti bilinmeyenlerde bugün: Mahsun Kırmızıgül. Ya da biliniyor da biz mi bilmiyoruz? Sevmeyenler neden sevmiyor? Şarkıcıdan sinema yönetmeni olur mu peki? Mahsun Kırmızıgül olmuş bizce. Ya sizce?
-
Sermet\'in takıntısı, Ebru\'nun travması. Biz neden böyleyiz? Sayi, sen nasılsın?
-
Almanya\'daki Türklerin seçimlerdeki rölü nedir? Peki hepimiz Almancı mıyız? Almancı alsında nedir? Kimdir? Almancı benim, sensin, I go, you go we go.. Tı go, çı go, mı go.. Ibrahim Tatlises\'in de dediği gibi.
-
Ebru ve Mustafa Topaloğlu arasındaki benzerliğe çok şaşırtacaksınız! Sermet’in macera anlayışına daha çok..
-
Sevgi neydi? Sevgi, uzun bir aradan sonra, dinleyenlerinin gerginliğini almak için, yeni bölümü seçim gününde yayınlamaktı.\r\nUzun bir aradan sorna üçüncü sezonda buluşuyoruz. Şans getirsin. Yeniden merhaba.
-
Bu bölümde, Türk düğünlerini ve takısından istenmeyen akrabaların mecburen davet edilmesine kadar hemen hemen her şeyi irdeledik!\r\nGelin kaynana sorunsalı, \"Görümce görmeyeyim ömrümce\" gibi gibi, Almanların ve tüm diğer milletlerin bilmediği bu gibi aile içi çekişmeler kültürümüzde neden mevcut? Buyrun, dinleyelim...
-
Alman siyaseti, Almanya‘daki sineklerle Türkiye’deki sivri sineklerin arasındaki fark, düğün konvoyları… Bu bölümde yok yok. Sermet’in içinde yatan Bülent Ersoy ile tanışmaya hazır mısınız? Ve Ebru’nun halay başı ve çiğ köfte sözü.
-
Avrupa, Almanya iyi hoş, tamam da, bir de şu iklimine bir çare bulsaydınız ya! 2021 yaz sezonu topu topu iki hafta sürdü, bizi ıskaladı bitti gitti. Bir de önümüzdeki seçimlerde Yeşiller problemimiz var... Neyse artık, oturduğumuz yerden memleketi biz kurtaracağız artık.
-
Fethiye’den Japon çıkar mı? Bu sorunun cevabı, ete kemiğe bürünmüş yaşayan kanıtıdır Sermet.\r\nNeden mi? Detaylar yeni bölümde!\r\nNot: Ebru yüzde yüz Şanlıurfalıdır. Bildirilir. Oradan Japon, İtalyan çıkmaz.
-
Muhteşem bir dönüş ile altı aylık aradan sonra yeniden yüksek huzurlarınızdayız. 2. sezonumuzun ilk bölümünü gururla sunarız.\r\nEbru\'nun Covid belalı seyahat trajedisinden Sermet\'in Barsenola macerası. Hepsi, yeni sezonun yeni bölümünde!
-
\"Çıkarın kağıtları, kalemleri. Sözlü yapacağım!\" Eyvahlar olsun, Sermet\'i de kaybettik, kendini Hababam Sınıf\'ının Külyutmaz\'ı sanıyor. Arkadaşlar, bu bölümde, Ebru\'ya sözlü test eziyetine şahit olacaksınız... Yok yani, kızcağızın da hiç \"Ben profesonel müzisyenim, çok iyi anlarım.\" iddiası olmadı, fakat Sermet\'in gönlü olsun. \"Müzik ruhun gıdasıdır\" diyerek müziğin mutfağına giriyor ve müzik dünyasının arka perdesinde neler oluyor, uzman Sayın Ağartan\'dan dinliyoruz. Bir şarkı nasıl yapılır? İşte cevap.
-
Aha bitti. Vallahi bitti. Yeni yıl, yeni umutlar... 2021\'i coşkuyla selamlıyor, herkese uğurlu gelmesini diliyoruz. Peki yeni yıldan beklentilerimiz nelerdir? Projelerimiz, planlarımız yine sadece \"Bu sene mutlaka spora başlayacağım\"dan mı ibaret? Ebru\'nun içindeki Bob Ross 2021\'de uyanacak mı? Sermet gelecekteki Sermet\'e nasıl mı mail yazıyor? Peki siz kendinize ne gibi hedefler belirlediniz?
- Laat meer zien