Afleveringen
-
Türkiye’de “istediğin gibi doktor” olabilmek ya da “istediğin gibi sağlık hizmeti” alabilmek mümkün mü? Jinekolojik muayene, kürtaj, korunma yöntemlerine erişimin ideali ve Türkiye gerçekleri neler? Vajinal zarla ilişkilendirilen bekaret algısı nasıl değiştirilebilir? Bu bölümün konuğu Doktor Irmak Saraç. Saraç, hizmet verilen kişilerle güven ilişkisi kurabilmenin ve muayene için yeterli vakit ayırabilmenin, Türkiye’de bir şans olduğunu söylüyor ve performans sisteminin hekimler üzerinde kurduğu baskıdan söz ediyor. Ayrıca danışanlar açısından cinsel kimlik ve yönelim, etnik köken, dil, din vb. faktörlere bağlı olarak sağlık hakkının nasıl ihlal edilebildiğini ve kişilerin yasal hakkı olan hizmetlere (kürtaj, korunma, vajinal muayene vb.) ulaşımının nasıl “yasal” fakat “yasak” olabildiğini konuşuyoruz. Dahası da var! Tıbbın heteronormatif ve üstencil yaklaşımına, toplumsal cinsiyet ve cinsel sağlık eğitimi eksikliğinden kaynaklı ayrımcılıklara ve kişilerin bedenleri üzerinde karar alabilme özgürlüklerini tartışıyoruz. Müzik: Palmiyeler. Kurgu: Evren Başer. Editör: Tuğba Gökduman.
-
Cinsellikle ilgili çalışmalar yürütmek için seksolog olmak şart mı? Yoksa bambaşka kariyer alanlarında da yolumuzu cinsellikle kesiştirmek mümkün mü? Bu bölümde bu mümkünlüğün olanakları ve sınırları üzerine Evrim Kayataş ile söyleşiyoruz, kendisi aralarında Okey’in de bulunduğu birçok markanın pazarlama ve iletişim faaliyetlerinden sorumlu pazarlama müdürü. Evrim, kendisini bu pozisyona taşıyan kariyer yolculuğundan söz ederken karşılaştığı tabular ve çekinceler ile destekler ve ilhamlardan bahsediyor. “Bir kadın olarak Okey markasının pazarlamasından sorumlu olmak ayıp bir şey mi” ve bu durum yakın çevre tarafından nasıl görülüyor sorusundan çıkıyoruz; içinde cinsel “haz” kelimesi geçen reklam, ürün veya içerikleri erişilebilir kılmak, insanları cinsel ilişki yaşamaya teşvik eder mi sorunu açıyoruz. 2000’lerin başındaki prezervatif reklamından “Okeeeey” sesi kulaklarınızda çınlanıyorsa, Okey’le bir şekilde tanışmışsanız ya da bu işleri merak ediyorum diyorsanız, buyrun sohbetimize! Müzik: Palmiyeler. Kurgu: Evren Başer. Okey’in desteği ile hazırlanmıştır.
-
Zijn er afleveringen die ontbreken?
-
Cinsel özgürlük nedir? Bakire aşağılamanın sürtük aşağılamadan bir farkı var mıdır? Öğrenci olarak ailenin yanından başka bir şehre gitmek bir hareketlilik midir, göç müdür? “Biz seni oraya okumaya gönderdik!” söyleminde ima edilen şeyler neler? Konuğum Tuğba Gökduman ile toplumsal cinsiyet, cinsellik, aile ve göç çalışmaları ile kesişen bu sorular ve daha fazlasını tartışıyoruz. Tuğba, Paris EHESS’te Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları alanında yüksek lisansını tamamlamış potansiyel bir doktora öğrencisi ve Kamusal Alanda Tabusal Konular’ın editörü. Kendisiyle üniversite eğitimi kapsamında İstanbul’a giden genç kadınların cinselliğini konu edindiği yüksek lisans tezi üzerine konuşuyor; aile içi güç ve otorite ilişkilerinin belirlenmesinden normatif cinsellik modellerine, cinsel şiddet, cinsel özgürlük ve öğrenci göçünün tanımlarından onay ve sınır kavramlarının cinsel eğitimdeki önemine değin birçok konuyu irdeliyoruz. @clubokey'in desteği ile hazırlanmıştır. Kurgu: Evren Başer. Müzik: Palmiyeler. Editör: Tuğba Gökduman.
-
Drag queen kimdir, nasıl olunur? Trans oyuncular hangi rolleri oynar? Sanat sektörü transfobiyi nasıl üretir ve çoğaltır? Bu bölümde oyuncu, drag queen ve LGBTİ+ aktivisti Seyhan Arman’ı ağırlıyorum. Kendisiyle performans sanatının cinsel kimliği ile kesiştiği noktaları ve translık ile ilgili tabuları konuşuyoruz. Drag queen olmanın bireysel, sanatsal ve politik anlamları ve alanları, trans oyuncuların nitelik ve nicelik bakımından görünürlüğü ile zaman içerisinde LGBTİ+ kişilerin edindiği kazanımları tartışıyoruz. Seyhan, “trans olmak = seks işçiliği yapmak” önyargısının transları hayatın ve sanatın farklı alanlarından nasıl dışladığının altını çiziyor ve trans birinin başarısını ispatlamak için girmek zorunda bırakıldığı mücadelenin güçlüklerini hatırlatıyor. Shakespeare’in zamanında sahneleri yalnızca erkekler doldurmuş olabilir, fakat artık öyle olmayacak! @clubokey'in desteği ile hazırlanmıştır. Kurgu: Evren Başer. Müzik: Palmiyeler. Editör: Tuğba Gökduman.
-
Pelvik taban fizyoterapisi nedir, ne işe yarar veya kimler tarafından, neden uygulanır? Konuğum “uçan fizyoterapist” olarak da anılan pelvik taban uzmanı Alime Büyük. Ağrılı cinsel birleşme, idrar kaçırma, ağrılı regl, ereksiyon sorunları, organ sarkmaları ve orgazmların pelvik taban kasları ile olan ilişkisini konuşuyoruz. Olumsuz durumların nasıl normalleştirilmeye ve önemsizleştirilmeye çalışıldığını, nasıl hep heteronormatif değerler ve cinsiyet ikilikleri üzerinden ele alındığını, danışanların konumunun nasıl belirlendiğini tartışıyoruz. Pelvik taban fizyoterapisi de dahil tıbbi birçok alanın toplumsal cinsiyet perspektifi dahil edilerek nasıl yenileniyor? Pelvik taban ağrıları, kegel egzersizleri ve başka yöntemlere yönelik doğru bilinen yanlışlarla nasıl mücadele edilebilir? Pelvik tabanlarımıza sahip çıkmak üzere sohbetimize bekleriz. Kurgu: Evren Başer. Müzik: Palmiyeler. Editör: Tuğba Gökduman. @clubokey sunar.
-
Ruh sağlığı söz konusu olduğunda hiçbir ehli yetkinliği olmamasına karşın bu alan hakkında ileri geri konuşan, tedavi öneren ve yasal açıklardan faydalanarak insanları maddi/manevi suistimal etmeye çalışan kişiler var. Oysa asıl ihtiyacımız konuyu, konunun uzmanından dinlemek. Konuğum Dr. Arzu Erkan Yüce, psikoterapi alanında çalışan, eğitimler veren, yazılar kaleme alan ve akademik araştırmalar yürüten bir uzman. Kendisiyle psikoseksoloji ve psikoterapi alanlarında uzmanlaşmanın ne tür gereklilikleri olduğunu, kimin, ne koşullarda ve hangi kriterlere dayanarak tedavi uygulayabileceğini konuşuyoruz. Bu sırada cinsel işlev bozukluklarına ve bunların en çok konuşulanlarından olan vajinismusa değiniyoruz. “Vajinismus tedavisinde amaç penisin vajinaya girmesini mi sağlamaktır?” sorusuna politik bir cevap arıyor; cinsel travmaların sebep olabileceği sorunları tartışıyoruz. Ayrıca cinsellik eğitimi hangi yaştan itibaren başlar ve nasıl uygulanır?, cinsel travmalar cinsellik dahilinde ve haricinde nasıl ortaya çıkar?, bir terapist bütün bu cinsel travmalarla bireysel olarak nasıl mücadele edebilir? gibi bir sürü soruya ışık tutmaya çalışıyoruz. Kurgu: Evren Başer. Müzik: Palmiyeler. Editör: Tuğba Gökduman. @clubokey sunar.
-
Aslı Karataş, avukatlık mesleğine toplumsal cinsiyet perspektifini ve hassasiyetini mükemmeliyetle aktaran bir hukukçu ve aktivist. Aslı, “hukukta cinsiyetçilikten bahsedilebilir mi?” sorusuna, kişisel cevaplar ve kamusal örnekler vererek bizi bu iki alanın kesiştiği yerlerde dolaştırıyor. Asıl konumuz Medeni Kanunun 132. Maddesi, yani “iddet süresi” olarak bilinen ve kadınların boşanmalarını takip eden 300 gün içerisinde yeniden evlenmelerini yasaklayan yasa. Bu az konuşulan yasanın ne tür detayları olduğuna bakıyor; boşanmanın kadın tarafından maddi/manevi nasıl deneyimlendiğini, boşanma kararlarının nasıl küçümsendiğini, “korumacı” ve “ahlakçı” kanatların kadında nasıl bir tahakküm kurmaya çalıştığını tartışıyoruz. Velayet davasından, nafakaya, soybağının reddi davasından, beyana uzanan sohbetimize bekleriz. Kurgu: Evren Başer. Müzik: Palmiyeler. Editör: Tuğba Gökduman. @clubokey sunar.
-
Son yıllarda “influencer” olmaktan bir meslek olarak söz ediyoruz fakat bu meslek herkes tarafından kabul görüyor mu? İncecik bir ipte cambazlık misali, tabular hakkında linç edilmeden içerik üretmek, profesyonel işbirlikleri ve para hakkında konuşmak özellikle genç bir kadın olarak neye benziyor? Influencer olmanın nesi tabu? Bu bölüm konuğum Cansu Dengey'e sordum. İçerik üreticileri olarak dertlerimizi ve deneyimlerimizi masaya yatırdığımız sohbetimizde, YouTube’da 4.5 milyonu aşan cinsellik üzerine sohbetimizden başlayıp, elde edilen gelirin nasıl bir el alem meselesine dönüştüğünü konuşuyoruz. Cansu, içerik üretim sürecinde doğal, dikkatli ve şeffaf olmaya önem verdiğini söylüyor, ancak bazen harcanan emeğin görünmezleştirildiğine ve ciddiyetsizleştirildiğine dikkat çekiyor. Kahkaha atmaktan bölüme giriş yapılamayan ve @clubokey'in desteği ile başladığımız serimizin ilk bölümüne çitleyecek bir şeyler kapıp geliniz. Kurgu: Evren Başer. Müzik: Palmiyeler. Editör: Tuğba Gökduman.
-
Spor, dans veya bedenin kullanıldığı herhangi bir hareket, toplumsal cinsiyet, ırk ve etnik kökene dayalı ayrımcılık ve şiddetten muaf mıdır? Bu bölümde Bomovu, Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi, ekibinden üç harika kadınla söyleşiyoruz; Nil Delahaye, İlknur Hacısoftaoğlu ve Nazlı Durak. Kendilerinden Bomovu’nun nasıl ve neden kurulduğunu ve yollarının Bomovu ile nasıl kesiştiğini dinliyoruz. Deneyimleri, akademi ve saha, alana dair fırsatlar ve güçlükler, dayanışma, direniş ve güçlenme etrafında şekillenerek bütün bir tablo çiziyor dinleyenlere. Güçlendirmenin ve özgürleştirmenin, tek taraflı ve tepeden inmeci bir yardım algısı ve “kurtarıcı” söylemiyle, katı çerçevelere sıkışmış eğitim biçimleriyle, bedenin araçsallaştırıldığı politikalarla ve inkara dayalı tutumlarla yaratılamayacağını tartışıyoruz. Sporu, sanatı ve bedeni, katılıklar üzerinden düşünmeyi bırakıp bir zevk ve dayanışma alanı olarak düşünmenin zamanı geldi de geçiyor. Kurgu: Evren Başer. Müzik: Palmiyeler.
-
Türkiye’de Yahudiler ve Yahudi olmak hakkında çok konuşan ve boş konuşan epey insan var. Yahudiliği konunun öznesi/öznelerinden dinlemek nasıl oludu? Bu bölüme konuğum Nesi Altaras eşlik ediyor. Kendisi İstanbullu bir Yahudi ve Kanada McGill Üniversitesi’nde Yahudi tarihi, Van Yahudileri, kimlik siyaseti, Türkiyelilik gibi konular üzerine çalışan bir yüksek lisans araştırmacısı. Bu bölümde Yahudiliğe ilişkin sorular, Türkiyeliliğe ilişkin başka soruları kovalıyor: “Önce Türk müsün, Yahudi misin?”, “Musevi mi diyeceğiz, Yahudi mi?” gibi sık sorulan sorulardan Türkiye’de antisemitizm ve ayrımcılığa, “azınlık” ya da “misafir” olarak görülmenin siyasetinden, Varlık Vergisi'ne, savaş döneminde tasdik belgeleri yüzünden kaybolan hayatlara, inkar romantizmine, kesişen kimliklere ve daha nicesine değiniyoruz. Aidiyet, görünürlük ve hafıza konularını yalnızca bireysel ve kolektif travmalar üzerinden değil, yaratılmakta olan ve güçlendirilmesi beklenen bir dayanışma ruhu ve ağı üzerinden de konuşuyoruz. Sizi de bekleriz! Kurgu: Evren Başer. Müzik: Palmiyeler.
-
Oryantalizm, İslam dünyası ve Orta Doğu coğrafyasındaki renkliliği nasıl göz ardı ediyor? Toplumsal cinsiyet eşitliği İslami değerlerin neresinde duruyor? Bu sorular ve daha fazlasına konuğum İrem Aydemir ile cevap arıyoruz. İrem, meraklı bir gezgin ve Orta Doğu’da sanatsal ve kültürel direniş üzerine çalışan bir araştırmacı. “Sanatla uğraşıp da ne olacaksın?” sorusundan, sanatın politik çatışmalardaki dönüştürücü gücüne; İslamiyet öncesi toplumsal pratiklerden, İslamofobi, terör örgütleri, antisemitizm, sekülerleşme, “mindfulness”, cinsiyet ikiliği ve Orta Doğu’da yaşama uzanan bir sohbet sizi bekliyor. İslam mı radikalleşiyor, radikal mi İslamlaşıyor? sorusuyla, İslamofobi ve Müslümanlara yönelik önyargıların ve günlük yaşamın politika ve din ile olan ilişkisinin anlaşılmasına ışık tutuyor. Bu durumda aynı anda hem Müslüman, hem feminist, hem de queer olabiliyor muyuz peki diyorsanız, buyrun sohbete! Müzik: Palmiyeler. Kurgu: Evren Başer.
-
HIVfobi, B eşittir B ve konunun öznesi olarak HIV alanında yaptığı aktivizm üzerine sohbet ettiğimiz bu bölümün konuğu LGBTİ+ ve HIV aktivisti Oğuzhan Nuh. HIV ile yaşayan insanların karşılaştıkları en büyük bariyerler nedir? Tüm virüsler eşit derece de mi ahlaksız ilan edilir? Virüsler sandığımız kadar ayrımcı mı? soruları üzerinden pandamı dönemi, öncesi ve muhtemelen sonrasında virüslere ve sağlık deneyimlerine ne kadar ikiyüzlü bir çerçeveden baktığımızı farkediyoruz. Müzik: Palmiyeler. Kurgu: Evren Başer.
-
Türkiye'de sokağa çıkmanın büyük bir bedeli var. Evde kalmanın ise bazen daha büyük bedeli var. Kolektif eylemlerde kaybedecek hiçbir şey olmama kavramı insanları sokağa çıkmada nasıl motive ediyor? Feminist kadınların LGBTİ+ mücadelesindeki yeri nedir? Feministlerin ayrımcılık konusundaki algıları nedir? Bu iki grup dayanışma içinde olmalı mı? Konuğum Melis, gruplar arası ilişkiler, çatışma, barış, kolektif eylem ve toplumsal cinsiyet üzerine çalışmalar yapıyor. Göçmen ve kadın olarak akademide varolma sürecinden, objektiflik eleştirisine, ayrıcalık farkındalığına uzanan sohbetimize bekleriz. Müzik: Palmiyeler. Kurgu: Evren Başer.
-
Cinsiyet polisliğinin hobiye dönüştüğü, TERF savaşlarının popüler kültür haline geldiği gönümüzde, bireysel özgürlük ve hakların, sözde toplumsal faydalar, ama çoğunlukla bireysel meraklar ve cahillikler adına tehdit altında olduğunu görüyoruz. Kadınlık ve cinsiyet kavramlarını tehlikeye atanlar, sanılanın aksine, o kavramlara ait hisseden ya da ait olduğunu beyan edenler değil, kendini o kavramların sahibi sananlar. Konuğum Sinem ile trans olma deneyimi, değişen kavramlar, TERF savaşları, ve aktivizm üstüne sohbet ettik. Müzik: Palmiyeler. Kurgu: Evren Başer.
-
Her regl olan insan aynı koşullarda mı regl olur? Regl yoksulluğu nedir? Menstrual ürünlere uygulanan vergi neden pırlantalara uygulanan vergiyle aynı? Alt kırımlarında bile tabulardan geçilmeyen regl konusunu Türkiye'de mevsimlik tarım işçileri, çocuklar ve mültecilerle çalışmak üzere yola çıkan Konuşmamız Gerek platformundan İlayda ve Bahar ile sohbet ettik. Gündüzleri regl tabusuyla savaşan, geceleri doktora öğrencisi olarak hayatlarına devam eden bu iki şahane insan, bu yıl Konuşmamız Gerek ile Sabancı Vakfı'nın Fark Yaratanları arasına seçildi. Bu bölümü destekledikleri için Sabancı Vakfı'na teşekkür ederiz. Müzik: Palmiyeler. Kurgu: Evren Başer.
-
Okulların üniformalar vasıtasıyla bedenleri, kimlikleri ve varoluşları kontrol etmesinden, moda sektörünün karanlık yüzüne, dikkat dağınıklığı ve beden imgesinden, kostüm tasarımcısı olarak sektörde yabancı olmaya uzanan sohbetimizin konuğu Begüm Berdan. Kıyafetlerimiz mesaj mıdır, zırh mıdır, yoksa hayat sahnesinde giydiğimiz kostümler midir? Modada queerin yeri nedir, ve moda politik midir? Müzik: Palmiyeler. Kurgu: Evren Başer.
-
Beden bir mekansa, mekan da beden olabiliyorsa, bu iki şey de sistemden aynı ölçüde nasibini alır mı? Kamusal gözüken mekanlar gerçekten kamusal, özel sandığımız mekanlar sahide kişiye özel midir? Mekanı queer yapan nedir? Konuğum Ezgi, mekan ve queer olma deneyimine çok multi-disipliner bir noktadan bakarak sorularımı cevaplıyor. Müzik: Palmiyeler. Kurgu: Evren Başer.
-
'Neden üremek istemediğimi çocuklarıyla konuşan ebeveynleri dinlediğimde daha iyi anlıyorum. İstisnaları vardır elbette; benim duyduklarım istisnasız iktidar ilişkisine dahil' demesi üzerine Aslı'yla ürememe kararı, bilim arkasına saklanan el alem kaygılarının bedenlerimiz ve çocuklar üzerinde kurduğu iktidar ilişkisini ve doğurmak ve rıza inşası arasındaki ilişkiyi konuştuk. Aslı, KaosGL.org'da editör, Kafa Dergi'de çizer. Sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz bir dünya için çiziyor. Biseksüel, çok kedili, vegan. Müzik: Palmiyeler. Kurgu: Evren Başer.
-
Bir insan LGBTİQ+ hareketinin içinde olup cinsiyetçi ve homofobik olabilir mi? Homofobi ihbar hattının ucunda oturan Tunca konuğum bu bölümde. Bir yandan ikili düşünce sisteminden kurtulma mücadelesi verirken, bir yandan enerjimizi dijitaldeki trollere ayırmamızın beklendiği bir ortamda azıcık da güzelliklerden konuştuk. Sosyalizmin cinsel kimlikle çatıştığı noktadan, öznesi olmadığımız alanları kaplamanın eleştirisine uzanan sohbetimize bekleriz. Müzik için Palmiyeler'e, kurgu için Evren'e teşekkür ederiz.
-
Beden, mekan olarak nasıl kullanılır? Bedenimiz bir yandan tabu, bir yandan da en kamusal olan! Osmanlı sakallarından Samuray topuzlarına, Afrika örgülerinden hapishanede kesilen saçlara uzanan sohbetimizde, Türkiye'de kılın kamuda yönetimini ve saçların, kılların ve foleküllerin politikliğini konuştuk. Konuğum, son 15 yıldır eleştirel erkeklik çalışan, öğretim görevlisi Oya Aktaş. Müzik: Palmiyeler. Kurgu: Evren Başer.
- Laat meer zien