Afleveringen
-
Ömer Hoca bu bölümde, Ankara'daki evinden, hikaye anlatıcılığının büyülü dünyasına sesleniyor! Hacettepe Üniversitesi'ndeki 8. Pazarlama Maratonu'nun coşkusuyla, Katie E. Lawrence'ın "İnanılmaz Bir Hikaye Anlatıcısı Nasıl Olunur?" başlıklı yazısından yola çıkarak, izleyicileri nasıl etkileyebileceğimizin ve onları hikayelerimize nasıl bağlayabileceğimizin sırlarını paylaşıyor.
"En iyi hikayeler en basit ve en sıradan fikirlerden doğar.""Hayatın temel sırrına yaslanın - insanlar insanları değiştirir.""Sıradanlığın önemini gösterin."Ömer Hoca, Lawrence'ın rehberliğinde, etkili hikaye anlatımının inceliklerini, küçük adımlarla büyük hikayeler yaratmanın gücünü ve sıradan anların nasıl unutulmaz anlatılara dönüştürülebileceğini keşfediyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: İnanılmaz Bir Hikaye Anlatıcısı Nasıl Olunur?İngilizce İsmi: How To Become An Incredible StorytellerYazar: Katie E. Lawrence, CFLELink: https://medium.com/story-nerds/how-to-become-an-incredible-storyteller-6ffc2388483d -
Ömer Hoca bu bölümde, hayatımızın en temel sorunlarından birine, yani "sorunlarımıza" farklı bir açıdan bakmaya davet ediyor! Luka Bönisch'in "Sandığınız Sorun Aslında Gerçek Sorun Değildir" yazısından yola çıkarak, sorunların kaynağını sorguluyor ve ezber bozan bir yaklaşım sunuyor.
"Sorunlarımıza odaklanmak, sanki bir bataklığa saplanmak gibi. Ne kadar çok çabalarsak, o kadar derine batarız.""Asıl sorun, dışsal bir şey değil, içsel bir durumdur. Sorunların neden olduğu olumsuz duygular (kaygı, endişe, stres vb.) en büyük acı kaynağıdır.""Mutluluk, gelecekteki bir hedefe ulaşmakla değil, şimdiki zamanda yaşanan duygusal durumla ilgilidir."Ömer Hoca, sorunların üstesinden gelmek için alışık olduğumuz yöntemlerin neden çoğu zaman işe yaramadığını açıklıyor ve daha etkili bir yaklaşım sunuyor. Dinleyicileri, kendi içsel dünyalarını keşfetmeye ve zihinsel engelleri aşmanın yollarını bulmaya davet ediyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Sandığınız Sorun Aslında Gerçek Sorun Değildirİngilizce İsmi: The Problem You Think You Have Is Never the Real ProblemYazar: Luka BönischLink: https://thetaoist.online/the-problem-you-think-you-have-is-never-the-real-problem-147e1fad0135 -
Zijn er afleveringen die ontbreken?
-
Ömer Hoca bu bölümde, modern toplumun en büyük takıntılarından biri olan verimlilik kültürüne karşı çıkıyor! Stephan Joppich'in "Zaman Kaybetmenin Önemi" yazısından yola çıkarak, "zaman kaybetme" olarak adlandırdığımız aktivitelerin aslında zihinsel sağlığımız, yaratıcılığımız ve mutluluğumuz için ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.
"Zaman kaybetmek... Kulağa ne kadar yanlış geliyor, değil mi? Oysa ki, Joppich'e göre, zaman kaybetmek, hayatın tadını çıkarmak ve kendimizle bağlantı kurmak için gerekli bir aktivitedir.""Başarılı insanların hayatlarına özenmek, onların izinden gitmek ve onlar gibi olmak istemek doğal bir insan dürtüsü.""Verimlilik, hayatımızın bir parçası. Ancak, bu kavramı doğru anlamalı ve doğru kullanmalıyız. Verimliliği, kendimizi sürekli zorlamak, kendimize ve sevdiklerimize zaman ayırmamak olarak görmemeliyiz."Ömer Hoca, verimlilik kültürünün kökenlerini, bu kültürün bireyler üzerindeki etkilerini ve daha dengeli bir yaşam için "zaman kaybetme"nin önemini vurguluyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Zaman Kaybetmenin Önemi: Verimlilik Çılgınlığına Karşı Bir Savunmaİngilizce İsmi: The Importance of Wasting TimeYazar: Stephan JoppichLink: https://medium.com/a-little-stoic-wisdom/the-importance-of-wasting-time-e8e4e0c75136Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, girişimcilik dünyasının en kritik sorularından birine odaklanıyor: Ürününüz neden satmıyor? Aaron Dinin'in "Startup'ınızın Ürünü Neden Satmıyor? Gerçek Neden" yazısından yola çıkarak, çoğu girişimcinin düştüğü büyük bir yanılgıyı ve başarılı bir işletme kurmanın gerçek sırlarını açıklıyor.
"Ürünün değil, müşteri kitlesinin para kazandırdığını ve ürünün, sadece bu kitleye satış yapmanın bir aracı olduğunu vurguluyor.""Eğer girişimciyseniz ve ürününüz satmıyorsa, ilk sormanız gereken soru 'Ürünümde ne yanlış?' değil, 'Müşteri kitlem kim?' olmalıdır.""Müşteri kitlesi, sanki bir toprak gibi. Bu toprağı doğru şekilde işlerseniz, farklı meyveler ve sebzeler yetiştirebilirsiniz."Ömer Hoca, bu bölümde ürün geliştirme ve satış süreçlerinde yapılan yaygın hatalara dikkat çekerek, müşteri odaklı bir yaklaşımın önemini vurguluyor ve dinleyicilere kendi girişimcilik yolculuklarında daha bilinçli ve başarılı olmalarına yardımcı olacak değerli bilgiler sunuyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Startup'ınızın Ürünü Neden Satmıyor? Gerçek Nedenİngilizce İsmi: The Real Reason Nobody Is Buying Your Startup’s ProductYazar: Aaron Dinin, PhDLink: https://medium.com/swlh/the-real-reason-nobody-is-buying-your-startups-product-9c6e9f935865Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, pazarlama dünyasının değişen dinamiklerine ve pazarlama kanallarının evrimine odaklanıyor. Adriana Tica'nın "Tüm Pazarlama Kanalları Zamanla Etkisini Kaybeder (Ne Yapmalı?)" yazısından yola çıkarak, pazarlama kanallarının neden etkisini kaybettiğini, tüketicilerin yeniliğe olan ilgisini ve pazarlamacıların bu duruma nasıl ayak uydurabileceğini inceliyor.
"Pazarlama... Sürekli değişen, dönüşen ve kendini yenileyen bir dünya. Bir zamanlar işe yarayan taktikler, bugün demode olabiliyor. Bir zamanlar popüler olan kanallar, bugün terk edilmiş durumda.""Pazarlamacılar... Evet, bazen kendimizi eleştirmemiz gerekiyor. Çünkü bir şeyi iyi bulduğumuzda, onu sonuna kadar kullanmaya, hatta bazen suistimal etmeye meyilli olabiliyoruz.""İnsan beyni, yeniliğe, tazeliğe ve alışılmadıklığa meraklıdır."Ömer Hoca, pazarlama kanallarının evrimini, pazarlamanın değişen doğasını ve başarılı pazarlama stratejileri geliştirmenin inceliklerini kendi yorumlarıyla birleştirerek, dinleyicilere bu dinamik dünyada nasıl başarılı olabileceklerine dair ipuçları veriyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Tüm Pazarlama Kanalları Zamanla Etkisini Kaybeder (Ne Yapmalı?)İngilizce İsmi: All Marketing Channels Decay with Time (What to Do About it)Yazar: Adriana TicaLink: https://medium.com/better-marketing/all-marketing-channels-decay-with-time-what-to-do-about-it-0e3ebe7fa288Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, modern psikolojinin sıkça karıştırılan iki konusu olan Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) arasındaki karmaşık ilişkiyi ele alıyor. Dr. John Kruse'nin yazısından yola çıkarak, TSSB ve DEHB arasındaki semptom benzerliklerini, travmanın DEHB'ye katkısını ve DEHB'nin travmaya yatkınlığı nasıl artırdığını inceliyor.
"Travma... Modern psikolojinin en çok tartışılan konularından biri. Dizilerde, filmlerde, sosyal medyada sürekli karşımıza çıkan bir kavram. Ama gerçekten ne anlama geliyor? Ve her şeyi travmaya bağlamak ne kadar doğru?""Çocukluk döneminden itibaren devam eden semptomlar DEHB'yi, travmatik bir olaydan sonra ortaya çıkan semptomlar ise TSSB'yi işaret edebilir.""Genetik faktörler, DEHB'nin gelişiminde daha büyük bir rol oynarken, çevresel faktörler, özellikle travma, DEHB benzeri semptomlara yol açabilir."Ömer Hoca, Dr. Kruse'nin araştırmalarını kendi yorumlarıyla birleştirerek, dinleyicilere TSSB ve DEHB'nin nasıl ayırt edilebileceği ve doğru teşhisin önemini anlatıyor. Ayrıca, genetik ve çevresel faktörlerin insan davranışları üzerindeki rollerini sorgulayarak, "doğa mı, yetiştirme mi?" tartışmasına yeni bir perspektif sunuyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Her Şeyi Travmaya Bağlamayın: TSSB ve DEHB Arasındaki İlişkiİngilizce İsmi: Don’t Blame It All On TraumaYazar: Dr. John Kruse MD, PhDLink: https://medium.com/wise-well/dont-blame-it-all-on-trauma-bfffafe5e926Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, kimliğimizin ve benliğimizin işimizle olan ilişkisini sorgulayan çarpıcı bir soruya odaklanıyor: "İşiniz Olmadan Kimsiniz?" Dali Chabaane'nin yazısından ilham alarak, bir anda işimizden, unvanlarımızdan ve başarılarımızdan soyutlandığımızda geriye ne kalır? Bu varoluşsal krizin içinde, gerçek benliğimizi nasıl buluruz?
"İşsizlik, sadece maddi bir kayıp değil, aynı zamanda duygusal ve varoluşsal bir krizdir.""Psikolog Carl Jung, insan ruhunun maskelerden oluştuğuna inanır. Çoğu zaman, işimiz bizim birincil maskemizdir.""Eğer işiniz sizi tanımlıyorsa, kaybetmek sizi parçalayabilir. İşiniz sizin amacınız değil, öyleymiş gibi davranmayı bırakın."Ömer Hoca, bu bölümde işsizliğin benlik üzerindeki derin etkilerini, iş-kimlik ilişkisini, benliği yeniden tanımlamanın yollarını ve hayatta neyin gerçekten önemli olduğunu sorguluyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: İşiniz Olmadan Kimsiniz? Çoğu Kişinin Göz Ardı Ettiği Acı Gerçek.İngilizce İsmi: Who are you without your job? A hard truth most people ignore.Yazar: Dali ChabaaneLink: https://medium.com/@dali.chabaane/who-are-you-without-your-job-a-hard-truth-most-people-ignore-e0a1d27ed187
Metin: Ömer KarapınarKurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, teknoloji dünyasının liderlik anlayışında yaşanan çarpıcı değişimi masaya yatırıyor. Jovan Cicmil'in yazısından ilham alarak, bir zamanlar vizyon ve ilham kaynağı olan teknoloji liderlerinin nasıl olup da kaba ve kibirli figürlere dönüştüğünü sorguluyor.
"Ne oldu da vizyoner liderler yerine kaba ve kibirli figürler ortaya çıktı?""Steve Jobs'un kaba davranışları başarısının kaynağı olarak yanlış mı anlaşıldı?""Sosyal medyanın liderlik algısını nasıl değiştirdi?""Gerçek liderlik nasıl olmalı?"Ömer Hoca, Elon Musk, Mark Zuckerberg gibi günümüz teknoloji liderlerinin davranışlarını Steve Jobs gibi geçmişteki örneklerle karşılaştırarak, liderlikteki bu değişimin nedenlerini ve sonuçlarını analiz ediyor. Sosyal medyanın liderlik üzerindeki etkisini, kaba liderliğin uzun vadede neden başarısız olduğunu ve gerçek liderliğin nasıl olması gerektiğini ele alıyor. Dinleyicileri, teknoloji dünyasının geleceği ve liderlik kavramı üzerine düşünmeye davet ediyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Teknoloji Liderliğinde Nereden Nereye: Vizyonerden Kaba Olmayaİngilizce İsmi: Leadership in Tech: How We Went from Visionary to Simply RudeYazar: Jovan CicmilLink: https://ehandbook.com/leadership-in-tech-how-we-went-from-visionary-to-simply-rude-bd9e0cd3e33e
Metin: Ömer KarapınarKurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, modern yaşamın en büyük yanılgılarından biri olan "kontrol" takıntısını ve sabrın dönüştürücü gücünü ele alıyor. Nour Boustani'nin kişisel deneyimlerinden yola çıkarak, hayatın akışına güvenmenin, sabırlı olmanın ve kendi yolumuzu çizmenin önemini vurguluyor.
"Kontrol... Hayatımızın her alanında sahip olmak istediğimiz, ama çoğu zaman elimizden kayıp giden bir kavram.""Kontrolü bırakmak, bize bir özgürlük alanı açar. Bu alanda, kendimizi daha iyi tanır, ne istediğimizi keşfeder ve kendi yolumuzu çizeriz.""Sabır, sadece beklemek değil, aynı zamanda belirsizlikle yaşamayı, hayatın akışına güvenmeyi ve iç huzuru bulmayı içerir."Ömer Hoca, Boustani'nin samimi anlatımını kendi yorumlarıyla zenginleştirerek, dinleyicilere kontrol takıntısından kurtulma ve hayatın doğal akışına uyum sağlama konusunda rehberlik ediyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Her Şeyi Kontrol Etmeyi Bıraktığınızda, Hayat İlerlerİngilizce İsmi: When You Stop Trying to Control Everything, Life Moves ForwardYazar: Nour BoustaniLink: https://thehubpublication.com/when-you-stop-trying-to-control-everything-life-moves-forward-2fb017a37650Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, modern toplumun en büyük takıntılarından biri olan "verimlilik" kavramını masaya yatırıyor. Michael Thompson'ın derinlemesine analiz ettiği yazısından yola çıkarak, günlük rutinlerimize, "koşuşturma kültürü"ne ve verimlilik saplantımıza dair sorgulayıcı bir yolculuğa çıkıyoruz.
"Verimlilik... Sanki sihirli bir kelime. Daha verimli olursak, daha çok iş yaparız, daha çok para kazanırız, daha başarılı oluruz... Peki, ama gerçekten de öyle mi?""Başarılı insanların hayatlarına özenmek, onların izinden gitmek ve onlar gibi olmak istemek doğal bir insan dürtüsü.""Kendimize karşı şefkatli olmalı, kendimize zaman ayırmalı ve hayattan zevk almalıyız. Unutmayalım ki, hayat sadece çalışmakla değil, aynı zamanda yaşamakla da ilgili."Ömer Hoca, Thompson'ın yazısını kendi bakış açısıyla yorumlayarak, dinleyicilere verimlilik kavramını sorgulama ve daha dengeli bir yaşam sürme konusunda ilham veriyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Neden Verimliliğe Takıntılıyız?İngilizce İsmi: Why We’re Obsessed With ProductivityYazar: Michael ThompsonLink: https://medium.com/knowable/why-are-we-so-obsessed-with-productivity-cc22491a5b43Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, modern ilişkilerin karmaşıklığına ve "anlaşılma" arayışının zorluklarına değiniyor. Victoria Corindi'nin samimi anlatımıyla, hem romantik ilişkilerde hem de terapi süreçlerinde karşılaşılan benzerlikleri ve farklılıkları inceliyor.
"İlişkiler... Hayatımızın en önemli ve aynı zamanda en karmaşık alanlarından biri. Aşk, arkadaşlık, aile... Hepsi birer ilişki ve hepsinde de 'anlaşılma' ihtiyacı duyarız.""Reddedilmek, herkes için acı verici bir deneyimdir. Kendimizi değersiz, sevilmeyen ve istenmeyen hissetmemize neden olabilir.""İlişkilerde sınırlar, sanki bir evin etrafındaki çitler gibi. Bizi korur, güvende hissetmemizi sağlar ve özel alanımızı belirler."Ömer Hoca, Corindi'nin deneyimlerini kendi yorumlarıyla harmanlayarak, dinleyicilere ilişkilerde "anlaşılmanın" ne kadar değerli olduğunu ve bu arayışın bazen ne kadar çaba gerektirdiğini aktarıyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Terapist Bulmak Aşktan Zorduİngilizce İsmi: Finding a Therapist Was Harder Than Finding LoveYazar: Victoria Corindi 🌻Link: https://medium.com/the-virago/finding-a-therapist-was-harder-than-finding-love-76b297d87ad2Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, insan ilişkilerinin sıcaklığına ve "kocamaaan sarılmalar"ın gücüne vurgu yapıyor! Natasha MH'nin yazısından yola çıkarak, sadece "nasılsın?" diye sormanın değil, aynı zamanda dokunmanın, sarılmanın ve gerçek bir bağ kurmanın önemini anlatıyor.
"Hani şu tren garlarında yaşanan veda sahneleri vardır ya... Giden kişi trene biner, cam kenarından el sallar, uğurlayanlar da peronda bekler. Tren hareket etmeye başladığında ise, o son anda yaşanan kocaman sarılmalar...""İşte ben o sarılmaları izlemeyi çok severim. İnsanların birbirlerine sımsıkı sarılıp, o an ayrılmak istemediklerini, ama zorunda olduklarını hissettirmeleri...""Belki de bu yüzden sarılmayı çok seviyorum. Çünkü sarılmak, sadece bir fiziksel temas değil, aynı zamanda bir duygu paylaşımıdır."Ömer Hoca, kendi deneyimlerinden ve duygularından yola çıkarak, "kocamaaan sarılmalar"ın ve insan bağlantısının hayatımızdaki önemini anlatıyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Kocaman Sarılmak ve Hal Hatır Sormakİngilizce İsmi: Bear Hugs And Checking InYazar: Natasha MHLink: https://medium.com/ellemeno/the-importance-of-checking-in-df7b0f7e4ad3Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca, 30. bölümde liderlik ve karar verme mekanizmalarına yepyeni bir bakış açısı getiriyor! Melissa DePuydt'ın "Tüm Bilgilere Sahip Olmadığınızda Nasıl Daha İyi Kararlar Alabilirsiniz?" yazısından yola çıkarak, belirsizlik ve baskı altında nasıl daha etkili kararlar alabileceğimizi, tıpkı bir gazeteci gibi!
"Liderlik, çoğu zaman belirsizliklerle dolu bir denizde yol almak gibidir.""Gazeteciler, sanki birer dedektif gibi. Olay yerine ilk gelenlerden biri olurlar ve sınırlı bilgiyle hızlı bir şekilde ne olduğunu anlamaya çalışırlar.""Karar vermek, liderliğin özünde vardır. Ancak, her zaman tüm bilgilere sahip olmak ve mükemmel kararı vermek mümkün değildir."Ömer Hoca, gazetecilerin kullandığı yöntemleri liderlik alanına uygulayarak, eksik bilgiyle bile nasıl doğru kararlar alabileceğimizi anlatıyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Tüm Bilgilere Sahip Olmadığınızda Nasıl Daha İyi Kararlar Alabilirsiniz?İngilizce İsmi: How to Make Better Decisions When You Don’t Have All the InformationYazar: Melissa DePuydtLink: https://medium.com/@mdepuydt/make-better-decisions-when-you-dont-have-all-the-information-6936aa79a54bBonus: Melissa DePuydt’un aynı başlıklı konuşması - https://www.youtube.com/watch?v=dNKEK0jLrFsMetin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, "kötü fikir" kavramını ters yüz ediyor! Chris Ferrie'nin "Kötü Bir Fikrin Anatomisi" yazısından yola çıkarak, kötü fikirlerin aslında öğrenme sürecimizin önemli bir parçası olduğunu ve hatta bazen en iyi öğretmenlerimiz bile olabileceğini anlatıyor.
"Kötü fikir' dediğimizde, aslında o fikri ortaya atan kişiyi değil, fikrin kendisini eleştiriyoruz." "Fikirler, sanki bir ağacın meyveleri gibi. Ağacın kökleri, topraktan beslenir ve gövdesi güneş ışığını alır. Bu sayede ağaç büyür ve meyve verir." "Bir fikrin 'kötü' olarak değerlendirilmesi, sıklıkla hayal kırıklığına ve üzüntüye neden olur. Bu duygular, bir 'yas süreci' olarak nitelendirilebilir."Ömer Hoca, "kötü" fikirlerin anatomisini incelerken, başarısızlığın ve öğrenmenin önemini vurguluyor ve dinleyicileri hatalarından ders çıkarmaya davet ediyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Kötü Bir Fikrin Anatomisi İngilizce İsmi: The anatomy of a bad idea Yazar: Chris Ferrie Link: https://csferrie.medium.com/the-anatomy-of-a-bad-idea-30a807c77980Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, alışılmışın dışında bir bakış açısıyla "kutunun içinde düşünmenin" önemini vurguluyor! David Todd McCarty'nin yazısından yola çıkarak, "kutunun dışında düşünme" miti ve mükemmelliyetçilik tuzağı gibi konuları ele alıyor. Ömer Hoca, gerçek başarının ve yenilikçiliğin, mevcut fikirleri geliştirmek ve mükemmelleştirmekle mümkün olduğunu savunuyor.
"Kutunun dışında düşünün!" cümlesi... Kulağa hoş geliyor, motivasyonel kitaplarda, girişimcilik seminerlerinde ve liderlik eğitimlerinde bolca kullanılıyor. Ama peki, gerçekten de öyle mi?" "Mükemmelliyetçilik ve 'sıra dışı' olma tutkusu... Bu iki kavram, sanki iki yüzlü bir madeni para gibi. Bir yandan bizi daha iyisini yapmaya, daha yüksek standartlar belirlemeye teşvik ederken, diğer yandan da harekete geçmemizi engelleyebilir." "Yenilikçilik, sıklıkla 'büyük ve devrimsel fikirler' olarak algılanır. Ancak, yenilikçilik her zaman büyük atılımlar ve sıradışı çözümler demek değildir."Ömer Hoca'nın düşündürücü ve keyifli anlatımıyla, "kutunun içinde düşünmenin" gücünü keşfedin ve gerçek başarıya ulaşmanın yollarını öğrenin!
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Kutunun İçinde Düşünmek İngilizce İsmi: Thinking Inside The Box Yazar: David Todd McCarty Link: https://abitdodgy.uk/thinking-inside-the-box-f17ced76d3d1Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, hepimizi bekleyen bir gerçekle yüzleştiriyor: beyin yaşlanması! 🧠 Naima Khachab'ın "Beyin Yaşlanması... Normal mi?!" yazısından yola çıkarak, beynimizde yaşlanmayla birlikte meydana gelen değişiklikleri, bunların normal ve anormal sınırlarını ve beyin sağlığımızı nasıl koruyabileceğimizi anlatıyor.
"Beyin... Vücudumuzun komuta merkezi, düşüncelerimizin, duygularımızın ve hatıralarımızın kaynağı.""Yaşlanmak, hayatın bir gerçeği. Vücudumuzda olduğu gibi, beynimizde de zamanla birtakım değişiklikler olması doğal.""Anormal beyin yaşlanması, sadece yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir. Bazı hastalıklar, zararlı alışkanlıklar ve yaşam tarzı seçimlerimiz de beyin yaşlanmasını hızlandırabilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir."Ömer Hoca, trenin hareket sesleri eşliğinde, beynimizin gizemli dünyasına ışık tutuyor ve yaşlanmanın etkilerini nasıl azaltabileceğimiz konusunda önemli ipuçları veriyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Beyin Yaşlanması... Normal mi?!İngilizce İsmi: Brain Aging… Is It Normal?!Yazar: Naima KhachabLink: https://medium.com/@naimahodati/brain-aging-is-it-normal-c26e2813f8c8Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, dikkatimizi dağıtan unsurların farkında olmamız ve bilinçli bir şekilde odaklanmayı seçmemiz gerektiğini vurguluyor. Wizdom App'in "Neye Odaklanırsanız O Olursunuz" yazısından yola çıkarak, dikkatimizi nasıl yönetebileceğimiz ve gerçek değerlere nasıl odaklanabileceğimiz konusunda önemli ipuçları paylaşıyor.
"Dikkat, sanki bir projektör ışığı gibi. Nereye çevirirseniz, orası aydınlanır." "Bildirimler, sanki zihnimizin kapısını çalan satıcılar gibi. Sürekli bizi rahatsız ediyor, dikkatimizi dağıtıyor ve işimize odaklanmamızı engelliyorlar." "Sosyal medya, iki yüzlü bir arkadaş gibi. Hem eğlenceli ve faydalı olabilir hem de zararlı ve bağımlılık yapıcı."Ömer Hoca, dikkatimizin ve odaklanmamızın hayatımızdaki önemini vurgularken, bilgi çağında nasıl daha bilinçli ve seçici olabileceğimizi anlatıyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Neye Odaklanırsanız O Olursunuz İngilizce İsmi: You Become What You Focus On Yazar: Wizdom App Link: https://medium.com/illumination/you-become-what-you-focus-on-a4043556875fMetin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde uykunun gizemli dünyasına dalıyor ve "daha iyi nasıl uyuyabiliriz?" sorusuna cevap arıyor! Kristie Leong'un "Farklı Ülkelerin Nasıl Uyuduğunu İnceledim. İşte Dinlenme Hakkındaki Akıl Almaz Gerçek" yazısından yola çıkarak, dünyanın farklı ülkelerindeki uyku alışkanlıklarını ve bu alışkanlıkların kültürümüze ve yaşam tarzımıza göre nasıl değiştiğini inceliyor.
"Uyku... Hayatımızın vazgeçilmezi, ama çoğu zaman ihmal ettiğimiz bir ihtiyaç.""Koşuşturma kültürü", modern çağın vebası gibi. Sürekli çalışmak, üretmek, başarmak zorunda hissetmek... Bu kültür, bizi tüketiyor, stres seviyemizi artırıyor ve uyku düzenimizi bozuyor.""Uyku, sadece gece yatıp dinlenmek değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır."Ömer Hoca, uykunun önemini vurgularken, dinlenmenin ve kendimize zaman ayırmanın hayatımızdaki yerini sorgulamamızı sağlıyor.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Farklı Ülkelerin Nasıl Uyuduğunu İnceledim. İşte Dinlenme Hakkındaki Akıl Almaz Gerçekİngilizce İsmi: I Studied How Different Countries Sleep. Here’s the Mind-Blowing Truth About RestYazar: Kristie Leong M.D.Link: https://kristieleong.medium.com/i-studied-how-different-countries-sleep-heres-the-mind-blowing-truth-about-rest-7daeda461322Metin: Ömer KarapınarKurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde, nefes nefese ve heyecanla, haftalık özet e-postalarının gücünü anlatıyor! 🚄💨 Jens-Fabian Goetzmann'ın "Neden Haftalık Özet E-postası Göndermelisiniz?" yazısını ele alarak, bu e-postaların verimliliği artırma, iletişimi güçlendirme ve iş takibini kolaylaştırma gibi pek çok faydasını sıralıyor.
"Haftalık özet e-postaları... Kulağa basit ve sıradan gelebilir, ama aslında iş hayatımızı kolaylaştıran ve verimliliğimizi artıran güçlü bir araç.""Haftaya iyi bir başlangıç yapmak, önemli işlerde ilerleme kaydetmek, iç gözlem yapmak... Haftalık özet e-postaları, sadece bir raporlama aracı değil, aynı zamanda bir gelişim aracıdır.""Hedeflerimizi yazılı hale getirmek, onları gerçekleştirme olasılığımızı artırır."Ömer Hoca, trene son anda yetişmenin heyecanını dinleyicilerle paylaşırken, haftalık özet e-postalarının hayatımızı nasıl kolaylaştırabileceğine dair ipuçları veriyor. 😉
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi[email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Neden Haftalık Özet E-postası Göndermelisiniz?İngilizce İsmi: Why You Should Send a Weekly Summary EmailYazar: Jens-Fabian GoetzmannLink:https://jefago.medium.com/why-you-should-send-a-weekly-summary-email-1c556149ed42Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
-
Ömer Hoca bu bölümde liderlik rolünün zorluklarına ve bu zorlukların nasıl aşılabileceğine değiniyor! Victoria Corindi'nin "Yeni Bir Yönetici Olarak Her Şeyin Acil Olduğunu Düşünüyordum" yazısından yola çıkarak, "acil durum yanılgısı"na düşen bir yöneticinin yaşadıklarını ve bu durumun ekibe olan etkilerini anlatıyor.
"Lider olmak, her şeyden önce sorumluluk almak demektir. Ancak bu sorumluluk, bizi bazen 'kontrol freak'liğe ve 'acil durum sendromu'na sürüklemiyor mu?""Eğer her şey 'acil' ise, hiçbir şey acil değildir aslında. Liderler olarak, 'acil' kelimesini dikkatli kullanmalıyız.""Liderlik, tek başına yapılan bir iş değildir. Ekibin görüşlerini almak, onlarla birlikte çözümler üretmek ve ortak bir paylaşım oluşturmak, başarılı liderliğin anahtarlarından biridir."Ömer Hoca'nın samimi ve bilgilendirici anlatımıyla, liderlik ve önceliklendirme sanatını keşfedin ve "acil durum yanılgısı"ndan kurtulun!
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Künye:
Türkçe İsmi: Yeni Bir Yönetici Olarak Her Şeyin Acil Olduğunu Düşünüyordumİngilizce İsmi: As a New Manager, I Thought Everything Was an EmergencyYazar: Victoria Corindi 🌻Link: https://medium.com/management-matters/as-a-new-manager-i-thought-everything-was-an-emergency-e6fe4b16d243Metin: Ömer Karapınar
Kurgu: Ayşe Nur Yetiş
- Laat meer zien